21 Temmuz 2012 Cumartesi

DİYABETİN KOMPLİKASYONLARI

Prediyabetik (gizli diyabet) süreçte bile kardiyovasküler hastalık riski orta derecede artar. Diyabet gelişimi ile birlikte bu risk çok yükselir. Diyabetlilerde kalp damar hastalığı görülme ihtimali sağlıklı bireylere göre 2-5 kat kadar artar. Diyabetin kronik komplikasyonlarının da bu safhada ortaya çıkan değişikliklerle ilişkili olduğu ileri sürülmektedir. Sıkı şeker kontrolü sağlamanın yanısıra kan basıncı ve lipidlerin de hedef düzeylere düşürülmesi ile bu komplikasyonların azaltılabileceği klinik çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bununla beraber bu hastalığın toplum sağlığına yükü çok yüksektir. Ancak diyabetlilerde komplikasyon gelişince hasta maliyetleri duruma göre 10-100 kata kadar artar.

Diyabete bağlı komplikasyonları temel iki başlıkta toplamak mümkündür.

1-Diyabetin kronik (müzmin) komplikasyonları,

2-Diyabetin akut (hızlı gelişen) komplikasyonları olarak sıralanabilir.

Diyabet Zamanla Kalp, Damarlar, Göz, Böbrek ve Sinirlerde Yapısal Değişikliklere Yol Açabilir.

Diyabetin kronik komplikasyonlarını temel 3 başlıkta toplamak mümkündür. Bunlar:

1-Küçük damarlarda oluşan komplikasyonlar
2-Orta ve kalın damarlarda oluşan komplikasyonlar
3-Diğer komplikasyonlar olarak sınıflandırabiliriz.
  • Kardiyovasküler hastalıklar: Diyabet koroner arter hastalığı ve inme riskini 2-5 kat artırır. Diyabetlilerin %60-75'i kardiyovasküler hastalıklar (koroner arter hastalığı ve inme) nedeniyle kaybedilmektedir.
  • Diyabetik ayak ülserleri: Diyabetlilerde hem periferik nöropati (sinir duyarlılığında azalma) hem de iskemi sebebiyle ayak ülserleri ve nihayetinde amputasyonlar sık görülür. Çalışmalar, travmatik nedenler dışında, ayak amputasyonuna yol açan sebeplerin %50'sinin diyabetten kaynaklandığını göstermektedir. Dünyada her 30 saniyede bir, diyabetik ayak ülseri nedeniyle bir hastanın ayağının kesildiği tahmin edilmektedir . Ülkemizde her 5 diyabetliden birinde değişik düzeylerde ayak kesilmeleri görülmektedir.
  • Diyabetik retinopati: Diyabet doğumsal hastalıklar dışında, körlüğe neden olan ilk üç hastalık içinde yer almaktadır. Diyabetin bu komplikasyonu retinadaki küçük damarların uzun süreli hiperglisemiye bağlı olarak tahrip olması sonucu gelişir. Diyabet süresi 15 yıla ulaşan diyabetlilerin %2'sinde körlük ve %10'unda ciddi görme kaybı geliştiği bilinmektedir.
  • Diyabetik nefropati: Diyabet, en önemli kronik böbrek yetersizliği nedenlerindendir. Diyaliz ünitelerinde tedavi gören hastaların %50'si diyabetlidir. Diyabetli hastaların %10-20'si böbrek yetersizliği nedeniyle kaybedilmektedir.
  • Diyabetik nöropati: Uzun süreli diyabetin periferik ve otonom sinirlerde yol açtığı bozukluklardır. Diyabetlilerin %50-70'inde diyabetik nöropati gelişir. En sık görülen belirtiler ayaklarda (ve bazen ellerde) uyuşma, yanma, karıncalanma, ağrı ve güçsüzlüktür. Bu belirtiler, nöropatinin en sık görülen şekli olan distal simetrik polinöropatiye bağlı olarak gelişmektedir. Çok daha farklı belirtilerle ortaya çıkan nöropatilerde vardır.
  • Diyabetik otonomik nöropati: Kendiliğinde otonom olarak çalışan organların fonksiyonlarındaki bozulma sonucu ortaya çıkar. Baş dönmesi, şeker düşmesini algılamada bozukluk, yenilen gıdaların düzenli bir şekilde hazım edilememesi, gaita ve idrar kaçırma gibi şikayetler görülür. Ayrıca hem kadın ve hem de erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları görülebilir.
Diyabetin Akut Komplikasyonları:
Diyabetin akut komplikasyonları denince:
1-Diyabetik ketoasidoz koması: Kanımızda insülin hormonunun hiç kalmaması ya da dolaylı olarak yetmemesi sonucu hızla gelişen koma tipidir. Saatler içinde gelişir. Çok fazla sıvı kaybı vardır. Kan şekeri genellikle 250-500 arasıdır. Kan ve idarada keton cisimcikleri saptanır. Hastanın kanında asidoz denen bir durum oluşur. Öldürücü bir tablodur. Tekrarlamaları mutlaka önlemek gerekir. Tedavisi hastane şartlarında yapılmalıdır.
2-Hiperosmolar nonketotik koma: Her yaşta görülebilir. Ancak daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkar. Sinsi ve yavaş yavaş gelişir. Kanımızdaki sıvı kaybı daha fazladır. Ortalama 6-9 litre sıvı kaybı olur. Şuur bulanıklaşır. Başka hastalıklarıda olan yaşlılarda ölüm ihtimali fazladır. Tedavisinde sıvı tedavisini dikkatli yapmak gerekir. Tedavi mutlaka hastane şartlarında yapılmalıdır.
3-Laktik asidoz koması: Özllikli bir koma tipidir. Tanı hastane şartlarında konur. Tedavisi mutlak hastane de yapılmalıdır.
4-Hipoglisemi komaları anlaşılır: Çok hızlı gelişir. İnsülin ve ağızdan şeker düşüren bazı ilaçlarla daha fazla gelişir. Şuuru bulanık olanlarda hemen ağızdan şeker verilmelidir. Şuuru kapalı olanlarda ise "Glukagon" ignesi ya da damarda %5, 10, 20, 30, Dekstroz (şekerli serum) verilmelidr. Hipoglisemi olduğu düşünülen hastaya müdahale çok hızlı yapılmalıdr. Hemen veya en geç 1-2 dk içinde yapılması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder